Anne adayları hamile olduklarını öğrendikten hemen sonra bebeklerinin kalp atışlarını duymak için heyecanla beklemeye başlarlar. Çünkü tüm anne adayları için kalp atışlarını duymak hem çok özel hem de çok heyecan verici bir andır. Ancak bunun için hamileliğin 10 ila 12 haftasını beklemeleri gerekiyor. Çünkü bebeklerin kalp atışlarının duyulabilmesi için bu sürenin geçmesi gerekir.
Ancak özel bir ultrason tekniği daha erken bir dönemde de bebeklerin kalp atışlarının duyulabilmesine imkan tanıyor. Transvajinal ultrason tekniği ile gebeliğin 5. Haftasında bebeğin kalp atışlarının duyulması mümkün. Fakat bu ultrason tekniğinin gerekli duyulmadıkça uygulanmadığını belirtmeliyiz. Sadece riskli gebeliklerde uygulanan bir ultrason tekniğidir.
Şayet renkli doppler ultrason uygulanırsa bu durumda gebeliğin altıncı haftasında da bebeğin kalp atışlarını duymak mümkün olabiliyor. Ancak bazı anne adaylarında bu süre bir miktar daha uzun oluyor ve gebeliğin yedinci haftasına uzayabiliyor. Kısacası hangi ultrason tekniğinin uygulandığına bağlı olarak anne adaylarının bebeklerinin kalp atma seslerini duyma şansını elde edecekleri değişebiliyor. Aynı zamanda anne karnındaki bebeğin büyüme hızının da bu sürede belirleyici bir unsur olduğunu belirtebiliriz.
Gebelikte Ultrason Nedir?
Ultrason hamilelik döneminde anne karnındaki bebeklerinin durumunun gözlemlenebilmesi için yapılan muayenelerin en önemli bölümüdür. Gebelik döneminde anne adayının ya da bebeğin sağlığı ile ilgili herhangi bir sorun olmasa da rutin muayenelerde mutlaka ultrason tekniğine ihtiyaç duyulur. Belirli bir periyotla gerçekleştirilen ultrason görüntülemelerinde hem bebeğin anne karnındaki gelişimi hem de sağlık durumu kontrolden geçirilir.
Ultrason teknikleri ile gebeliğin ilk aylarında bebeğin kilosunun ölçülmesi mümkün olmaz. Aynı zamanda organ gelişiminin de gözlemlenmesi mümkün değildir. Ancak ultrason ile kalp atışlarının dinlenmesinin yanı sıra farklı sağlık değerlendirmeleri yapılabilir. İlerleyen dönemlerde bebeğin organlarının durumu, kilosu ve içinde bulunduğu kesenin suyu gibi pek çok ölçümleme rahatlıkla yapılabilir. Bu görüntüleme tekniği ile bebekteki anomalinin saptanma olasılığı % 35 oranındadır.
Bu arada anne adayları ultrasonun bebek için ya da kendi sağlıkları için zararlı olabileceğini düşünebiliyor. Oysa ultrason radyasyon içermiyor ve anne adayı ya da bebek için zararlı değildir. Son derece güvenli bir görüntüleme tekniği olduğunu belirtmeliyiz.
Gebeliğin gerçek olup olmadığı, bebeğin anne karnında canlı olup olmadığı ve gebeliğin kaç aylık olduğu sorularına yanıt bulmak için gerçekleştirilir. Aynı zamanda bebeğin ense kalınlığını ölçmek, kilosunu öğrenmek ve bebeğin anne karnında nasıl durduğunu görmek için de ultrason tekniğine başvurulur. Bebeğin suyunun normal olup olmadığını anlamak, kafa çapını ölçmek, kalp atışlarını dinlemek, bebekte herhangi bir anomalinin olup olmadığını tespit etmek için de gerçekleştirilir. Ultrason ile rahmin doğum için uygun olup olmadığı gibi anne adayına dair bazı değerlendirmeler de yapılabilir. Özetle bu görüntüleme tekniğinin gebelik kontrollerinde son derece önemli olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Ultrason Ne Sıklıkla Yapılmalı?
Aslında ultrasonun yapılma sıklığı anne adayının ve bebeğin durumuna göre değişkenlik görülebilir. Hekimin herhangi bir şüphesi ultrasonun daha sık yapılmasını zorunlu kılabilir. Ancak genel olarak bir sağlık sorununun ya da bir şüphenin olmaması halinde ultrason şu dönemlerde gerçekleştirilir:
Bu arada bebeğin cinsiyetinin anlaşılması da ultrason tekniği ile mümkündür. Gebeliğin 11. Haftasında artık cinsiyet belli olmaya başlasa da ultrason ile net bir şekilde görülebilmesi 15 ila 20. Haftalarında mümkün olabilir. Ancak cinsiyet belirlemede bebeğin anne karnındaki duruşu da etkili olabiliyor.