Orucun gebelik üzerine etkisi her anne adayı için genellemek doğru değildir. Çünkü her anne adayının tıbbi durumu farklılık arz etmektedir.
Gebelik beslenme açısından çok dikkat edilmesi gereken bir dönemdir. Bu yüzden beslenmeye dikkat etmek anne adayı ve fetüs için hayati önem taşımaktadır.
Oruç tutmak insan vücudu üzerinde çeşitli değişikliklere sebep olmaktadır. Ancak bu değişikliklere anne adayının vücudunda iki birey yaşadığı için ayak uydurmak zor olabilir.
Normal bir organizma için kalsiyum düzeyi hayati önem taşımaktadır çünkü birçok hayati mekanizma üzerinde işlevsel rol oynar. Bu kalsiyum seviyesindeki değişiklikler ölüme kadar götürebilecek durumlara yol açabilir.
Gebe metabolizması normal insan metabolizmasıyla aynı değildir. Bir gebenin günlük ihtiyacı olan kalsiyum düzeyi normal bir insana göre artmıştır. Bu yüzden Ca ağırlıklı beslenmeleri önemlidir.
Bir diğer önemli nokta kan glikoz seviyesidir. Glikoz normal bir vücutta ilk tercih edilen enerji kaynağı olarak görev yapar. Glikoz seviyesinin azaldığı koşullarda vücut enerji gereksinimini sadece glikoz üzerinden elde eden dokulara elindeki glikozu göndermek üzere çeşitli mekanizmaları devreye sokar. Ancak fetüs bu glikozdan payını almak zorundadır. Bu sebeple fetusa giden kan akımı artar ve annede halsizlik, bitkinlik, baygınlık hissi, kan basıncında düşüş, baş ağrısı gibi semptomlar ortaya çıkabilir.
Bu sayede mevcut olan glikoz hayati organlara (beyin, eritrosit gibi) gönderirken diğer organlara enerji sunmak için yağlardan keton cisimleri sentezler. Ancak keton cisimleri plasentada birikerek bebek gelişimini olumsuz etkiler. Bu yüzden gebelik süresince karbonhidrattan zengin beslenmek önemlidir.
Gebelikteki diğer bir değişim böbrekteki filtrasyon/reabsorbsyon oranının bozulmasıdır. Bu durumda glikozüri (idrarla glikoz kaybı) ve proteinüri (idrarla aminoasit kaybı) gözlenir. İdrarla böyle bir kayıp varken beslenmeye dikkat etmek gerekir.
Bu bilgiler bilimsel veriler ışığında birçok uzman anne adayının ve bebeğin sağlığı açısından gebelikte oruç tutulmasına sıcak bakmamaktadır.
Dini açıdan bakıldığında ise Diyanet İşleri Başkanlığı Tarafından yapılan açıklama şu şekildedir:
Ramazan orucunu tutmamak için geçerli mazeretlerden biri de gebelik veya çocuk emzirmektir. Gebe veya emzikli olan kadınlar, kendilerine yahut çocuklarına bir zarar gelmesinden korkmaları hâlinde oruç tutmayabilirler. Bunlar bir yönüyle hasta hükmünde oldukları gibi, onlara bu ruhsatı tanıyan hadisler de bulunmaktadır (Nesâî, Sıyâm, 51, 62; İbn Mâce, Sıyâm, 12). Kendisi dayanabilecek ve çocuk da etkilenmeyecek ise gebe ve çocuk emziren kadın oruç tutabilir. Bu konuda alanında uzman bir hekime danışılması uygun olur. Hamilelik ve çocuk emzirme gibi meşru sebeplerle oruç tutamayan kadınlar, tutamadıkları bu oruçlarını şartların elverişli olduğu başka zamanlarda kaza ederler (Merğînânî, el-Hidâye, II, 269).