Tansiyon, insan vücudunda yer almakta olan kan basıncının belirli nedenlere bağlı olarak düşüp yükselmesine verilen isim olarak bilinmektedir. Sayısal verilerle gösterilmekte olan bu değerler ortalamanın üzerine çıktığında yüksek tansiyonu işaret etmektedir. Tıp dilinde hipertansiyon olarak adlandırılmaktadır. Oldukça tehlikeli bir hastalık türü olan yüksek tansiyonun birçok belirtisi bulunmaktadır. Bu belirtiler arasında Ense kökünden başlayarak başa doğru uzanan ağrı, baş dönmesi, burun kanaması, aşırı terleme, bulanık görme, yüz ve ellerde şişme, yüksek ateş, kulak çınlaması, halsizlik ve sürekli idrara çıkma yer almaktadır. Oluştuğu her alanda birçok tehlikeyi doğuran bu tansiyon çeşidi hamilelik sürecinde daha tehlikeli bir hal almaktadır.
Hamilelik süreci 9 ay 10 gün gibi bir zaman dilimini içeren oldukça dikkat gerektiren bir süreçtir. Bu nedenle bu dönemde annenin bebeğini korumak adına hastalıklardan korunması gerekmektedir. Özellikle yüksek tansiyon gibi aşırı tehlike içeren hastalıkların gebeliğe ciddi zararları bulunmaktadır. Bu süreçte yükselen tansiyon anne karnından bebeğe ulaşan kan akışının azalmasına sebep olur. Böylelikle bebeğin bu kansızlıktan etkilenmesi prematüre doğumların oluşmasına en büyük etken olarak görülmektedir. Bu nedenle özellikle bu dönemde annede böyle bir hastalığın var olduğunun erken teşhis edilmesi ve gereken önlemlerin alınması gerekmektedir. Kan basıncının hızlı bir şekilde yükselmesine neden olan yüksek tansiyon aynı zamanda kalp ve damarlara da zarar verebilmektedir.
Gebelik dönemi anne ve bebeğin en hassas olduğu dönemlerden bir tanesi olarak bilinmektedir. Bu nedenle oluşan olumsuz etkenler anne ve bebeğe çok kolay zarar verebilmektedir. Günümüzde 100 kişiden 65 inde görülmekte olan yüksek tansiyon hastalığı gebelik döneminde de etkilidir. Bu dönemde 3 ayrı gruba ayrılmakta olan tansiyonun her biri farklı zararlara yol açmaktadır. Preeklampsi- Gebelik Zehirlenmesi, Gestasyonel Hipertansiyon- Gebelik Hipertansiyonu ve Kronik hipertansiyon olarak adlandırılmakta olan bu gruplar farklı nedenlerden kaynaklanmaktadır.
Gebelik zehirlenmesi olarak adlandırılan hastalık çeşidi yüksek tansiyonun en tehlikeli olduğu grup olarak bilinmektedir. Çoğunlukla ortalama 40 hafta sürmekte olan bu sürecin 20. Haftasında görülmekte olan bu hastalık çeşidi annenin ve bebeğin ölümü gibi kötü sonuçlar doğurmaktadır. Gebelik hipertansiyonu ise, yalnızca hamilelerde görülmekte olan bir tansiyon çeşidi olarak bilinmektedir. Doğum sonrasında annede herhangi bir kalıntı bırakmamaktadır. Diğer türlere göre oldukça az zarara yol açmaktadır. Kronik hipertansiyon ise, hamilelik öncesinde annede var olan tansiyon şeklidir. Erken teşhis olarak nitelendirildiği için gerekli önlemler alınmış olmaktadır. Böylelikle gebelik sürecinde herhangi bir zarar söz konusu değildir. Kronik tansiyon gebeliğin ilk dönemlerinde de görülebilmektedir.
İnsan hayatında oldukça önemli bir yere sahip olan hamilelik süreci kişinin vücudunda bir sürü değişime yol açmaktadır. Kimi zaman normal zamanda olmayan birçok hastalığın belirtileri de bu süreçte görülebilmektedir. Yüksek tansiyon da bu hastalık türlerinden bir tanesi olarak bilinmektedir. Bu hastalığın gebelik sırasında oluşumunu tetikleyen belirli etkenler bulunmaktadır. Bu etkenler arasında;
Hamilelik döneminde görülmekte olan yüksek tansiyon çoğunlukla yatak istirahati ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınmaktadır. Ayrıca aşırı tuzun kesilmesi, potasyon ve magnezyum destekli gıdaların tüketilmesine özen gösterilmesi de gebelikte yüksek tansiyon tedavisinde kullanılmakta olan yöntemler arasında yer almaktadır. Doktorun tavsiyesi üzerine günlük yürüyüşler yapmak, stresten uzak durmak da hamilelik sürecinde tansiyonu gideren etkenler arasında yer almaktadır.