Tüp Bebek Tedavilerinde Kişiye Özel Tüp Bebek Tedavisi
Tıbbın her alanında olduğu gibi tüp bebek tedavisinde de başlangıç noktası teşhise göre belirlenmektedir. Bu nedenle gerçekleşecek olan tedavi protokolü ve aşamaları da hastaya göre farklılık arz eder.
Örnek olarak yumurta rezervi çok olan bir hasta ile az olan bi hasta için izlenecek tedavi basamakları aynı değildir. yumurta rezervi çok olan hastaya daha çok yumurta elde etmek ve embriyo sayısını arttırmak için iğne tedavisi uygulanırken yumurta rezervi az olan hasta için bu tedavi uygulanmaz. Çünkü uygulandığı taktirde elimizde olan az sayıdaki yumurtanın da kalitesi düşecek ve gebelikteki başarı düşecektir.
İlk olarak tanının ne olduğu anlaşılmalı ve kontrol altına alınabilecek faktörler iyileştirilmelidir. Aşılı kilolu kadınların tüp bebek süreci içerisinde kilolarının normal sınırlara getirilmesi önem arz eder. Ayrıca erkekte sperm kalitesi düşük veya düşük testesteron var ise yaşam tarzı değiştirilerek faktörler düzeltilmelidir.
Genetik üreme profilini öğrenmek gebe kalma şansını azaltabilecek genetik belirleyicilerin teşhisinde önemlidir. Genetik üreme profilinizi öğrenmek için tanısal DNA testi, genişletilmiş taşıyıcı taraması, kanser taraması ve hasta için uygun görülen tetkikler yapılmalıdır.
Genişletilmiş taşıyıcı testi, kişinin genetik bir bozukluğun taşıyıcısı olup olmadığını ortaya koyacaktır. Eğer böyle bir durum var ise bunu bilmek tedavi aşamalarının planlanmasında çok önemlidir.
Embriyo transferinden önce doğru embriyonun seçilmesi de son derece önemlidir. Bunun için her embriyodaki mitokondrial DNA miktarı ya da her embriyonun ne kadar enerjiye sahip olduğunun belirlenmesi implantasyon şansı en yüksek embriyonun seçilmesine olanak sağlar.
İmplantasyon testi ile embriyo transferi için en uygun dönemi seçmek için yapılır. Bu test ile rahimde uygun dokunun varlığı, endometrium kalınlığı ve herhangi bir patoloji olup olmadığı saptanabilir.
Kişiye Özel Tüp Bebek Tedavisinde Hangi Yöntemler Uygulanabilir?
İntrastoplazmik sperm enjeksiyonu (ISCI)
Bu yöntem her bir sperm hücresinin tek tek yumurtaların içine yerleştirilmesi ile gerçekleşir.
Destekli Kuluçka
Embriyo zarının kalın olması durumunda lazerle embriyo duvar yüzeyinde küçük bir diyafram oluşturma yöntemidir. Bu sayede embriyonun uterusa implantasyon olasılığı arttırılmış olur.
Sperm Toplama ve Seçme Yöntemleri
Sperm örneklemesi normal koşullar altında mastürbasyon yoluyla elde edilir. Ancak bazı fiziksel, ruhsal veya tıbbi kısıtlamalar spermin mastürbasyon yoluyla elde edilmesini imkansız kılabilir. Bu durumlarda lokal anestezi altında spermin testislerden aspirasyona elde edilmesi gerekebilir. Testiküler sperm ekstraksiyonu (TESE) ve perkütan epididimal sperm aspirasyonu (PESA) olarak bilinen sperm toplama yöntemleri mevcuttur.
Taşıyıcı Annelik Nedir ?
Taşıyıcı annelik, kadının çeşitli sebeplerle gebelik için uygun olmadığı durumlarda başvurulan bir yardımcı üreme tekniğidir.
Dünyada ilk olarak 1986 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanmıştır. Türkiye’de yasal değildir.
Genel olarak taşıyıcı annelikte anne ve babadan alınan üreme hücreleri (her zaman anne babadan alınmak zorunda değil sperm bankaları ve dondurulmuş yumurtalar da kullanılabilir) laboratuvar ortamında döllendirilip zigot oluşumu gerçekleştikten sonra taşıyıcı anne rahmine yerleştirilme işlemidir.
Kimler Taşıyıcı Annelik Tercih Edebilir ?
Taşıyıcı Annelik İle Dünyaya Gelen Çocuğun Anne Babası Kim?
Hepimiz genetik bilgimizi anne ve babamızdan sperm ve yumurta DNA’ları aracılığıyla alırız. Taşıyıcı annelik yönteminde eğer sperm ve yumurta çifte ait ise doğacak bebek genetik olarak tamamen çiftin kendi bebeği olacaktır. Bu durumda bebeğin biyolojik anne babası sperm ve yumurtanın sahibi olan çifttir. Taşıyıcı annenin genetik olarak bebek üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
Taşıyıcı Anneliğin Aşamaları Nelerdir?
Taşıyıcı annelik yöntemini kısaca anlatacak olursak burada tüp bebekten farklı olarak işlem üç kişi olarak gerçekleştirilecektir. Embriyo transferine kadar olan süreç tüp bebekle aynıdır. Önce annenin yumurtaları uyarılır ve yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir. eşzamanlı olarak babadan da sperm alınır. Bu yumurta ve sperm laboratuvar ortamında döllenmesi sağlanır. Bu işlemlerin zamanı taşıyıcı annenin rahminin hamilelik için uygun olduğu zamana denk getirilerek planlanır. Oluşan zigot transfer için en iyi zamana geldiğinde taşıyıcı anne rahmine yerleştirilir.
Taşıyıcı annelik yöntemi bebek sahibi olmak isteyen ancak kadının gebeliğe uygun olmadığı için bebek sahibi olamayan çiftlere bir umut kapısı sunmaktadır.
Yumurta Alımı (Oosit Donosyonu) Nasıl Olur?
Oosit donosyonu işlemi yumurtaları olmayan ve ya elverişsiz olan kadınların çocuk sahibi olabilmesinin önünü açan bir yöntemdir.
Oosit donosyonu işleminde yumurta verici bir kadından alınan oosit ile baba adayının spermi birleştirilerek ede edilecek zigot anne adayının rahmine yerleştirilir.
Bu yöntem sayesinde menopoza girmiş kadınlar bile çocuk sahibi olabilirler.
Oosit donosyonu işleminde yumurtanın alınacağı kişi seçimi iki yolla olabilir. İlk yol tanıdık birisinin yumurtalarının alınmasıdır fakat bu yöntem çok tercih edilmez. İkinci yol anonim bir yumurta vericisinden yumurta almaktır. Bu yolda alıcı ve verici asla bir araya getirilmezler.
Yumurtasını bağışlayan kadının fiziksel özellikleri kayıt altına alınır; genetik, viral vs. yönlerden her türlü sağlık incelemesi yapılır.
Çiftler yumurta vericisinin kayıt altına alınan fiziksel özelliklerine bakarak kendilerine uygun vericiyi seçebilirler.
Tedavide anne adayına yumurta stimülasyon işlemi yapılmaz çünkü anne adayının yumurtaları kullanılmayacaktır. Anne adayına sadece endometriyumu gebeliğe hazırlayacak tedavi uygulanır.
Vericiye ise yumurta simülasyonu uygulanır ve yumurtaları toplanır. Baba adayından alınan sperm örnekleriyle yumurtaların döllenmesi sağlandıktan sonra zigot anne adayının rahmine yerleştirilir.
Oosit Donosyonundan Kimler Faydalanabilir ?
Genetik sebeplerden dolayı tekrarlayan düşük öyküsü bulunan kadınlar oosit donosyonu yönteminden faydalanabilirler.
Oosit donosyonu yöntemi sayesinde bu sorunları olan birçok çift çocuk sahibi olabilirler. Ancak bu yöntem ülkemizde yasal değildir.
Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde teknolojinin ilerlemesi ile birlikte birçok ilaç kullanılmaktadır.
Gebelik oranını arttırmak ancak overlerde yeterli büyüklük ve sayıda folikül gelişiminin sağlanması ile mümkündür.Tedavide kullanılan ilaçlar da bu amaçla verilmektedir.
Bir kadının menstrüel siklusunda birçok horman rol almaktadır.
Bu siklusa kısaca değinmek gerekirse hipotalamustan salınan Gonadotropin Serbestleştirici Hormon (GnRL) hipofizden FSH ve LH salınmasına neden olur.
FSH foliküllerin olgunlaşmasında, LH ise foliküllerin çatlayıp yumurtanın tuba uterinalara geçişinde görev alır.
FSH ve LH overlerde östrojen ve progesteron salınımını sağlar. Bu hormonlar uterustaki yapısal değişikliklere neden olur.
Klomifen
Kısırlık tedavisinde kullanılan ilk ilaçtır.FSH salınımını artırarak etkisini gösterir. Piyasada tablet şeklinde bulunmaktadır. Genelde adetin 5 ile 9. günleri arasında kullanılır. Bu sayede overlerde birden fazla folikül gelişimini sağlayabilir.
Human Menopozal Gonadotropinler (HMG)
Menopoz sonrası kadının idrarından saflaştırılarak elde edilir, içerisinde hem FSH hem LH bulundurmaktadır. Yardımcı üreme tekniklerinde (IVF,ICSI) birden fazla folikül elde edilmesi için uygulanmaktadır. Enjeksiyonla deri altına günlük uygulanır.
Uriner FSH
Menopoz sonrası kadınların idrarından elde edilir, içerisinde sadece FSH bulundurur. Birden fazla folikülün gelişmesi için uygulanmaktadır. Enjeksiyonla deri altında günlük olarak uygulanır.
Rekombinant FSH
Genetik mühendisleri tarafından laboratuvar şartlarında üretilen sentetik FSH’dır. Foliküllerin gelişiminde rol alır. Günlük deri altı enjeksiyon şeklinde uygulanır.
Gonadotropin releasing hormon(GnRHa)
GnRH hipotalamustan salınır, FSH ve LH’in salgılanmasına yardımcı olur. GnRHa ise GnRH’in sentetik halidir. LH bazen erkenden yükselerek foliküllerin beklenen zamandan önce çatlamasına neden olur, bu durumda sayı ve kalite olarak yeterli yumurta elde edilebilme ihtimali zayıflar. Bu durumun önüne geçmek için GnRHa kullanılır. Foliküllerin erken çatlaması engellenmiş olunur. GnRHa’nın iğne veya burundan sprey şeklinde formları bulunmaktadır. GnRHa, GnRH antagonistlerine göre daha geç etkisini gösterir. Bu durumdan ötürü günümüzde pek tercih edilmemektedir.
Gnrh Antagonistleri
Etki mekanizması GnRH agonistleri ile aynıdır.
GnRH agonistlerine göre etki gösterme süresi daha kısa olduğundan daha avantajlıdır.
Human Koryonik Gonadotropini (Çatlatma İğnesi)
Yapı olarak LH ‘a benzeyen bu ilaçlar, foliküller içindeki yumurtaları olgunlaştırır, döllenmeye hazırlar, progesteron salgılanmasını başlatır ve yumurtanın çatlamasına neden olur.
HCG enjeksiyonu yumurta toplanmasından önce yapılır ve enjeksiyonun zamanlaması son derece önemlidir belirlenen zamanda uygulanmalıdır.
Progesteron
Rahim içinde embriyonun tutunması için gereken ortamı oluşturan hormondur. Embriyonun rahim içinde tutulmasında ve gelişmesinde yani hamileliğin devamında vazgeçilemez bir görevi vardır. Hormonun ağızdan tablet ,vajinal ovül ve cilt altı iğne formları bulunmaktadır.
Letrozol
Yumurta gelişimi zor olacak hastalarda tercih edilir.
Metformin
Klomifene dirençli hastalarda kullanılır.
Folik asit
Tedavinin başlangıcından itibaren günlük olarak verilen vitamindir.Bebeğin nöral tüp defektiyle doğmasını engellemek için verilir.
Dostinex Tablet(Kabergolin)
Prolaktin hormonu yüksek olan hastalara verilmektedir.
Klomenle Gebe Kalınabilir Mi ?
Klomen (klomifen sitrat) 50 yıldır tıp alanında kullanılan bir ilaçtır. Klomen, hipotalamusta ve hipofizde bulunan östrojen reseptörlerine bağlanarak anti-östrojenik etki gösterir. Bunun sonucunda gonadotropin serbestleştirici hormonun salınımını artırarak, FSH ve LH artışı olur. FSH’nın artmasıyla östrojen artışı gerçekleşir. Böylece yumurtanın çatlaması gerçekleştirilir.
Yumurtanın çatlaması da gebeliğin gerçekleşmesi için istenen mühim bir durumdur.
Klomen; doğurganlık bozukluklarının tedavisinde, polikistik over sendromunda (aşırı tüylenme, kısırlık, adet düzensizliği ile seyreder) yumurtlama bozukluklarında hiçbir etkeni bulunamayan açıklanamayan infertilitede, aşılamada, erkek infertilitesinde, adet anormalliklerinde, göğüsteki fibrokistik oluşumlarda, göğüsten süt gelmesi tedavisinde ve tüp bebek tedavisinde kullanılmaktadır.
Klomifen tüp bebek tedavisinde yumurta hücrelerinin üretilmesini ve döllenmesini uygun hale getirmek için kullanılmaktadır.
Klomifen hipofiz bezinde yumurtaları uyarma problemi olanlarda veya erken yumurtalık yetmezliği olanlarda daha sık kullanılmaktadır.
Klomifene adetin 5. günü başlanır ve 5 gün devam edilir. Klomifen mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır, ilacın uzun süre kullanımı önerilmemektedir. Kullanım sürecinde iyi sonuç elde edebilmek için kişi vücut sıcaklığını kaydetmeli, yumurtlama testlerini yaptırmalı ve bu süreçte partneri ile düzenli cinsel ilişkide bulunmalıdır.
Klomen kişiyi gebeliğe hazırlamak için verilir. Klomen kullanan kadınlarda ikiz veya çoklu gebelik ihtimali artmaktadır. Bunun nedeni yumurtaların normale göre daha fazla uyarılmasıdır. Klomen kullananlarla doğal yolla gebe kalanlar arasında bir fark bulunmamaktadır
Klomen kullanımı sırasında karında huzursuzluk, şişkinlik, düzensiz kanama, yumurtalıklarda büyüme, göğüslerde dolgunluk ve görmede bulanıklık şikayetleri görülebilir.
Klomen etkisi gebelik gerçekleşince son bulmaktadır. Eğer yumurtalık kisti ve karaciğer hastası iseniz bu ilacı kullanmamalısınız.
Klomen ovulasyon için uyarıcı bir ajandır .Bu ilacı kullanarak kolayca gebe kalmanız mümkündür.
İlaçsız Tüp Bebek Tedavisi Nedir?
Kadınlarda yumurtalar daha anne karnındayken oluşur ve ergenliğe kadar sessizce bekler. Ergenlikte her ay bir tane olmak üzere hormonların kontrolünde gelişir ve spermle buluşmak ümidiyle fallop tüplerinden geçerek uterusa atılır.
Tüp bebek tedavisinde de daha fazla yumurta elde etmek ve aralarından en kalitesini seçmek amacıyla kadına dışarıdan hormon verilir. Bu sayede en iyi yumurtalar seçilerek döllenecek ve oluşan zigotların arasından da en kalitelisi seçilecektir. Tüm bunlar tüp bebek tedavisinin başarı oranını arttırmak için yapılır.
Ancak bazı kadınlar bu yumurta uyarıcı ilaçlara aşırı duyarlıdır ve bu kadınlarda OHSS ( ovaryan hiperstimülasyon sendrom riski ) adı verilen ve kadının hayatını riske sokup hastanede ciddi tedavi gerektiren bir durum gelişebilir. İşte bu noktada ilaçsız tüp bebek diye de bilinen İVM(İn Vitro Maturasyon) işlemi karşımıza çıkar.
Günümüzde ilaçsız tüp bebek yöntemi(İVM) yöntemi ile kadına yumurtalıklarını uyarıcı her hangi bir ilaç vermeden immatür dediğimiz henüz olgunlaşmamış haldeki yumurtalar toplanır. Ardından bu elde edilen yumurtalar laboratuvar ortamında özel hazırlanmış yerlerde geliştirilerek döllenmeye hazır hale getirilir ve spermle döllenme sağlanır. Oluşan embriyolar anne rahmine transfer edilir ve gebelik sağlanır.
Bu yöntemle hem vücudu ilaçlara tepki gösteren kadınlara hem de farklı sebeplerle ilaç kullanmak istemeyen kadınlara bir tercih seçeceği sunulmuş olur.
Tüp Bebek Tedavisinde Başarı Oranı Nedir ?
Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen birçok faktör mevcuttur. Bunlardan en önemlisi anne adayının yaşıdır. Anne adayının yaşı arttıkça tedavinin başarı oranı düşecektir.
Sayısal verilere baktığımızda ise tüp bebek tedavisinde başarı oranı:
Ancak bu oranlar tedaviyi yalızca bir kez deneyenler için geçerlidir. Tedaviyi 4 kez yaptıranlarda bu oran %90’ları bulabilir.
Yaşam koşulları, beslenme alışkanlıkları, çiftin stres düzeyi, geçirmiş oldukları hastalıklar veya mevcut olan hastalıkları, kullanılan ilaçlar, alınan tedaviler, mesleki hayatta maruz kalınan çevresel faktörler, genetik yapı gibi bir çok faktör tüp bebek tedavisindeki başarıyı etkileyebilir.
Eğer tüp bebek yöntemi ile gebelik düşünüyorsanız başarı oranını arttırmak için yapmanız gereken şeylerin başında tedaviyi çok geciktirmemek geliyor. Tedavi geciktikçe başarı oranı düşüyor bir diğer taraftan da yaşam alışkanlıklarınızı değiştirmeli ,doğurganlığınıza zarar verebilecek her türlü faktörden kendinizi uzaklaştırmalısınız.
İlk denemede tüp bebek tedavisi başarıyla sonuçlanacak diye bir beklentiye girmemelisiniz eğer olmadıysa tekrar denemelisiniz. Unutulmamalıdır ki doğal yollarla gerçekleşen gebeliklerin başarılı olma şansı %25’lerde iken bu tedavi sayesinde gebelik oranı %50’lere çekilmektedir.
Tüp Bebek Doktoru Seçerken Nelere Dikkat Edilmelidir ?
Tüp bebek tedavisi doğal yollarla çocuk sahibi olamayan hastalar için tartışmasız bir umut kapısı niteliğindedir. Bu tedavinin yanlış ellerde yapılması tedavi sonucunu değiştirebilir, siz eşlerin umudunu kırabilir, boş yere zaman ve para harcamanıza sebep olabilir. Bu yüzden tüp bebek tedavisini beraber yürüyeceğiniz doktorunuzu dikkatli ve doğru seçmeniz tedavinin sonucu ve sizler için çok önemlidir.
Tüp bebek tedavisinde uygulanacak prosedüre yanında tedavinin nerede ve kim tarafından uygulanacağı da başlı başına tedavinin sonucunu ve seyrini etkileyecek bir faktördür. Çünkü böyle bir tedaviyi işinin ehli ve tecrübeli bir hekimin yapmasıyla her hangi bir hekimin yapması aynı sonuçları yaratmayacaktır. Tüp bebek tedavisindeki yol arkadaşınızı seçmenizdeki bir hata maliyeti yüksek olan bu tedavinin sizin için geri dönülmez sonuçlarla sonuçlanmasına sebep olabilir. Bu nedenlerden dolayı tüp bebek tedavisi için hekiminizi seçerken titiz davranmalısınız.
Öncelikle tedavi hakkındaki bilgi birikiminizi arttırın. Bu sayede konu hakkında fikir sahibi olabilir ve hekiminize yöneltebilecek sorular kafanızda şekillenebilir.
Yakın çevrenizden eş, dost, akrabalarınıza danışmanız da çok önemlidir.
Teknoloji çağında olduğumuzu unutmamalı ve internetten tedavi hakkında işinin ehli doktorları araştırmalısınız.
Bu araştırma ve istişarelerin sonunda sizi tatmin eden hekimlerin bir listesini oluşturmalısınız. Bu listeyi oluştururken hekimin kaç yıllık tecrübesi olduğunu da göz önünde bulundurmayı unutmamalısınız. Ardından oluşturduğunuz listedeki doktorlarla tek tek üşenmeden sıkılmadan yüz yüze görüşmelisiniz.
Yüz yüze yapacağınız görüşmede aklınıza takılan her soruyu sormalı ve doktorun size verdiği cevaplara, hal ve tavırlarına göre bir değerlendirme yapmalısınız.
Seçecek olduğunuz doktorun kesinlikle tüp bebek sertifikası olmalıdır. Bu yüzden görüşmelerinizde kendisinden sizinle paylaşmasını isteyebilirsiniz.
Görüşmeleriniz sonucunda sizin sorularınıza kaçamak cevap vermeyen, cevap verirken, işlemleri anlatırken kendinden emin konuşmaları ve anlatışıyla sizi etkileyen bi nevi tecrübesini konuşturan bir hekime güvenebilirsiniz.
Unutmamalısınız ki bu yolda beraber yürüyeceğiniz alanında uzman, deneyimli, kendinden emin bir hekim sizin başarıya ulaşmanızda en büyük yardımcı etmendir.
Psikoterapinin Tüp Bebek tedavisinde Yeri Ne Olmalıdır ?
Tüp bebek tedavisinin başarısı çeşitli faktörlere bağlıdır. Bunlar kadınlarda yaş, yumurta sayı ve kalitesi, genetik yapı gibi faktörler iken; erkeklerde bu faktörler arasında sperm kalite ve sayısı rol oynar. Ancak hem kadın hem de erkek için tüp bebek tedavisinin başarısını etkileyen ortak bir faktör vardır ki bu çiftlerin tedaviye bakış açıları ve psikolojileridir.
Tedavinin başarılı olmasında çiftlerin olumlu düşüncelere sahip tıp dünyasında bir çok hastalığın tedavisinin sağlanmasında denli olduğu gibi tüp bebek tedavisinin de başarılı olmasında çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu yüzden tüp bebek tedavisi alacak çiftlerin tedavi öncesi yada tedavi süreci içerisinde alanında uzaman kişilerden alacak oldukları psikolojik destek çok önemlidir.
Tüp bebek tedavisinde sorun yaşayan çiftlerin Yaşadıkları yas, kaygı, üzüntü ve suçluluk duygusu ile başa çıkabilmelerini sağlar.
Bu yüzden tüp bebek tedavisi süresince alınacak bu psikolojik destek sayesinde hem çiftin kendileri için olan olumsuz düşünceleri törpülenecek hem de bu sürecin eşler açısından daha verimli geçmesi sağlanabilecektir.
Aynı zamanda bu destek çiftin tedaviye bakışını olumlu yönde etkileyeceği için tedavinin süresi ve maliyetinin de artmasının önüne geçilebilecektir. Çünkü her başarısız tüp bebek denemesi tedaviye ayrılan ilave zaman ve bütçe demektir.