Kızlık zarı dikiminden ve tedavi esnasında kullanılan yöntemlerden önce “Kızlık zarım yırtıldı mı?” sorusunun cevabını vermek konu bütünlüğü açısından faydalı olacaktır.
Öncelikli olarak halk arasında kızlık zarı yırtılması olarak bilinen ifade aslında bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu belirtmek gerekir. Bireyin ilk kez cinsel ilişkide bulunduğu takdirde kızlık zarı yırtılması ya da bozulması olarak ifade edilen durum gerçeği yansıtmamaktadır. Kadın üreme organı incelendiğinde kızlık zarının, vajinanın giriş kısmında bulundan dairesel yapıdaki bir et parçası olduğunu ifade etmek gerekir. Genellikle ilk kez ilişkiye giren bireylerde bu yapıda az da olsa tahribat oluştuğundan kanama meydana gelir. Fakat bu durum herkes için geçerli değildir. Kızlık zarı yeterince esnek olan bireylerde ilk ilişki esnasında kanama görülmeme ihtimali oldukça yüksektir.
Kızlık zarının yırtılması yalnızca cinsel ilişki esnasında meydana gelmez. Düşük bir oranda da olsa mastürbasyon esnasında kızlık zarının yırtılması muhtemel bir durumdur. Bu noktada belirtilmesi gereken klitoral yüzeyine inmeden yapılan baskı ve sürtünmelerin kızlık zarını yırtmayacağıdır. Yani genel bir ifadeyle; kızlık zarı yırtılması yüzeysel baskılar ve sürtünme yoluyla da meydana gelebilir.
Tahmin edilenin aksine kızlık zarının yırtılması birey açısından ciddi bir rahatsızlığa ve acıya sebebiyet vermez. Elbette ağrı meydana gelmesini tetikleyen faktörler mevcuttur. Fakat yaşanacak en şiddetli ağrı dahi 5-6 saniye içerisinde azalarak ortadan kaybolmaktadır.
Yırtılan kızlık zarının kendiliğinden iyileşmesinin mümkün olmadığı, bu nedenden ötürü de uzman hekim kontrolüne başvurmanın gerekliği olduğuna bu noktada ayrı bir parantez açmak gerekir.
Kızlık zarı yapısı gereği çok farklı şekillerde bulabilen bir dokudur. Bu özelliği dolayısıyla kızlık zarının durumunun birey ya da işinde uzman olmayanlar tarafından değerlendirilmesi mümkün değildir. Kızlık zarının yırtılması/bozulması yalnızca uzman hekim kontrolünde, ışık altında, muayene masasında ve litotomi pozisyonunda libuaumlar kenara alınarak tam manasıyla öğrenilebilir.
Özellikle tutucu toplumlarda oldukça merak edilen ve doktor muayenesine sunulan konuların başında gelen kızlık zarı dikimi Eski Yunan geleneklerine dayanmaktadır.
Kızlık zarı ya da diğer adıyla himen en basit ifadeyle; kadınlarda vajinal bölgedeki açıklığı çevreleyen zarımsı yapıdaki dokudur. Bu yapıda meydana gelen tahribatların tedavi edilmesi kızlık zarı dikiminin, tıp dalındaki ismi himenoplastidir. Oldukça basit cerrahi yöntemler kullanılarak yapılan kızlık zarı dikimi operasyonlarında isteğe bağlı olarak lokal anestezi yahut sedasyon kullanılabilir. Hasta operasyon geçirdiği gün içerisinde taburcu edilebilir.
Kalıcı olan tipteki kızlık zarı dikiminde, dokudaki iyileşme süresi bireye bağlı olarak 6 ile 8 hafta aralığında değişkenlik gösterebilir. İyileşme sürecine girmiş olan bireylerin; cinsel ilişki, tampon kullanımı, havuz ya da denize girmeleri tedavi sürecine olumsuz yönde etki yapacaktır. 8 hafta sonunda oluşacak olan doku eski halinden farklı olmayacaktır.
Kızlık zarı dikiminde kullanılan tekniklerden bir tanesi de kısa süreli dikim olarak adlandırılan yöntemdir. Bu yöntemle de kızlık zarı yani himen dokusuna dikiş konulması mümkündür. Fakat diğer dikiş türleri ile kıyaslandığında operasyonun başarı olasılığı daha düşüktür.
Hangi yöntem kullanılırsa kullasın, başarılı bir kızlık zarı dikimi sonrasında dokunun herhangi bir cerrahi işlem geçirdiğinin anlaşılması mümkün değildir.
Bu noktada belirtilmesi gereken kızlık zarı dikimi konusunda deneyimli ve eğitimli doktorların bu işlemdeki başarı şansını bir hayli yükselttiğidir. Özel bir mikrocerrahi operasyon gerektiren kızlık zarı dikiminde yapılacak kontroller ve uzman hekimin önerileri iyileşme sürecinin başarısı ve kısaltılması noktasında oldukça önemli faktörlerdir.
İlk paragraflarda da belirtildiği gibi kızlık zarı bir organ değil dokudur. Vajinal bölgede bulunan bu dokunun vücut açısından herhangi bir işlevi bulunmamakla birlikte, 11-12 yaşına kadar vajinan mikroplardan uzak tutulmasını sağlayıcı etkiye sahiptir. Erkek bebeklerde genital duvarlar birleşerek testisin içerisinde bulunan deriyi oluştururken, kız bebekte ise genital duvarlar ayrışarak dış dudakları ve iç dudakları meydana getirir.
Küçük kız çocuklarında kızlık zarının etkisini göz ardı etmek mümkün değildir. Özellikle bu dönemde vajina içerisinde oluşacak enfeksiyonlar ilerleyerek rahip ve tüpler kanalında birçok çeşitli probleme sebebiyet verebilir. Bu işlevi göz önünde bulundurulduğunda kızlık zarı, kadın bireylerin genital bölgesini dış etkiler karşısında koruyan bir engel görevi görmektedir.
Koruyucu görevine ek olarak kızlık zarı, hamilelik döneminde yaşanan problemler sonucu idrar kanalı olmadan dünyaya gelen bireylerde üretra olarak kullanılabilir. İstatistiksel veriler ışığında bakıldığında bu durum nadir olarak görülse de vakalarla kanıtlanmıştır. Toplum literatüründe bakıldığında ise kızlık zarının anlamı fizyolojik değil sosyal ve ahlaki olarak ön plana çıkartılmaktadır.